15 Eylül 2015 Salı

WWE 12 İnceleme

                                 WWE 12 İnceleme




Bu seneye kadar SmackDown vs Raw ismi ile karşımıza çıkan ve “Amerikan Güreşi” ya da Amerikalıların deyimi ile “Wrestling Fighting” tarzındaki yapısıyla oyunseverlerin beğenisini toplayan seri, THQ’nun aldığı kararla isim değişikliğine gitti. Bu sene WWE 12 ismi ile raflardaki yerini alan yapımda bakalım isim haricinde ne gibi değişiklikler olmuş.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 720x405.

Gelişine Güzel Bir Şutttt!

Aslında oyunu incelemeye başlamadan önce bu WWE organizasyonuna da bir değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere WWE tamamen özel bir sektör. Yani bir boks, karate, judo vb. spor dalları gibi resmileşmiş unvanları yok. Ama bu organizasyon her şeye rağmen tüm dünya üzerinde anlaşılması zor bir ilgi görüyor. Her şeye rağmen dememin sebebi, tüm dövüşlerin düzmece, diyalogların senaryosal olması. Yani organizasyonda gerçeklik adına pek bir şey yok. İşin diğer bir garip yanı da bu düzmece dövüşlerin içerisindeki dövüşçülerin Amerika’da bir pop yıldızı kadar ilgi görmeleri.
Takip edenler iyi bilirler, WWE ülkemizde bir ara Fox TV’de yayımlanıyordu. O dönemlerde Bilgehan Demir’in de efsanevi spikerliği sayesinde organizasyon ülkemizde bile ilgi odağı haline gelmişti. Her ne kadar fanların çok büyük bir çoğunluğunu ilkokul ve lise çağındaki çocuklar oluştursa da oluşan pazar payı bazı yapımcıların iştahını kabartmıştı. İş öyle bir hale geldi ki WWE’yi bir kenara bırakıp kendi Amerikan Güreşi organizasyonumuzu bile kurduk. Turkish Power ismi ile Bilgehan Demir’in önderliğinde kurulan organizasyon tabi ki beklenilen ilgiyi göremedi.

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 1280x720.

Sizce Kalkabilecekler Mi?

Zira Sayın Demir bu işi gayet ciddiye almıştı. Ama topladığı dövüşçüler WWE’dekiler ile yarışacak ölçüde değildi. İlk etapta kapalı salonlarda biletler ile izleyicilere sunulan dövüşler, daha sonra büyük AVM’ler de halka açık ve ücretsiz hale getirildi. Bu süreç hala devam etmekte. Eğer Turkish Power’ı takip ederseniz, bir sonraki müsabakaları da canlı olarak bedavaya izleyebilirsiniz. Neyse, Turkish Power’ı bir kenara bırakıp WWE’ye dönelim yeniden.

WWE vs TNA vs Turkish Power

WWE şu anda kendi alanında lider bir organizasyon. WWE’ye rakip olabilecek en büyük organizasyon hangisi derseniz, cevabım tabi ki TNA olacaktır. Amerikan Güreşi’nin ilk çıktığı zamanlarda rakibinin gerisinde kalan TNA, efsanevi güreşçi Hulk Hogan’ı (Sarı Dev) transfer ederek ismini duyurmuş ve belki de tarihinde ilk kez WWE’nin bir adım önüne geçmişti. Tabi WWE kadar üretken olamayan TNA, Hulk Hogan’ın ringlere vedası ile birlikte yeniden sessizliğe gömüldü. En son geçtiğimiz senelerde başka bir WWE yıldızı Jeff Hardy’i kadrosuna katan TNA, bu dövüşçüden de umduğunu bulamadı. Özellikle CM Punk ile yaptığı dövüşler ve atışmalar ile bir anda WWE çapında kendisine büyük bir hayran kitlesi edinen Jeff, TNA’ye geçtikten sonra ise popülerliğini yitirdi. WWE bu konuda TNA’den gerçekten çok üstün.Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, THQ’nun yaptığı isim değişikliği son derece isabetli olmuş. Zira SmackDown vs Raw ismi bana biraz saçma geliyordu. Çünkü gerçek WWE’de böyle bir şey yok. Raw daha üst düzey dövüşçülerin (kendisini WWE’de ispatlamış ve daha popüler olmuş) katıldığı bir dal. Zira Raw’da gördüğümüz dövüşçüler pekala SmackDown’da da boy gösteriyorlar. O yüzden WWE ismi, bence daha isabetli bir karar olmuş.




Gelelim oyunumuza. WWE 12, serinin havasını aynen korumaya devam ediyor. Oyuna girdiğinizde ana modların yanı sıra bir çok yan mod sizleri bekliyor. Biliyorsunuz, WWE’de çok farklı dövüş seçenekleri var. Yani WWE iki dövüşçünün ringe çıkıp birbirlerini patakladıkları bir organizasyon değil. Örneğin merdiven dövüşü diye bir olay var. Ringin çevresindeki merdivenlerden birisini alıp ringin ortasında tepede asılı duran çantayı almaya çalışıyorsunuz. Tabi bunu yaparken rakibinizi de ekarte etmeniz gerekiyor. Bu mücadeleyi özellikle başka bir oyuncuya karşı oynadığınızda ortaya belki de saatler süren mücadeleler çıkabiliyor. Çünkü WWE’de diğer dövüş oyunlarında olduğu gibi bir can barı olmadığından rakibinizi etkisiz hale getirmek sandığınızdan çok daha uzun sürebiliyor. Bunun haricinde bir de masa dövüşleri var. Rakibinizi kullanarak masayı kırabilirseniz dövüşü kazanıyorsunuz. Kim bilir, belki de WWE’nin bu kadar hit olmasını sağlayan şey içerisinde barındırdığı bu fantastik dövüş modlarıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

15 Eylül 2015 Salı

WWE 12 İnceleme

                                 WWE 12 İnceleme




Bu seneye kadar SmackDown vs Raw ismi ile karşımıza çıkan ve “Amerikan Güreşi” ya da Amerikalıların deyimi ile “Wrestling Fighting” tarzındaki yapısıyla oyunseverlerin beğenisini toplayan seri, THQ’nun aldığı kararla isim değişikliğine gitti. Bu sene WWE 12 ismi ile raflardaki yerini alan yapımda bakalım isim haricinde ne gibi değişiklikler olmuş.
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 720x405.

Gelişine Güzel Bir Şutttt!

Aslında oyunu incelemeye başlamadan önce bu WWE organizasyonuna da bir değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere WWE tamamen özel bir sektör. Yani bir boks, karate, judo vb. spor dalları gibi resmileşmiş unvanları yok. Ama bu organizasyon her şeye rağmen tüm dünya üzerinde anlaşılması zor bir ilgi görüyor. Her şeye rağmen dememin sebebi, tüm dövüşlerin düzmece, diyalogların senaryosal olması. Yani organizasyonda gerçeklik adına pek bir şey yok. İşin diğer bir garip yanı da bu düzmece dövüşlerin içerisindeki dövüşçülerin Amerika’da bir pop yıldızı kadar ilgi görmeleri.
Takip edenler iyi bilirler, WWE ülkemizde bir ara Fox TV’de yayımlanıyordu. O dönemlerde Bilgehan Demir’in de efsanevi spikerliği sayesinde organizasyon ülkemizde bile ilgi odağı haline gelmişti. Her ne kadar fanların çok büyük bir çoğunluğunu ilkokul ve lise çağındaki çocuklar oluştursa da oluşan pazar payı bazı yapımcıların iştahını kabartmıştı. İş öyle bir hale geldi ki WWE’yi bir kenara bırakıp kendi Amerikan Güreşi organizasyonumuzu bile kurduk. Turkish Power ismi ile Bilgehan Demir’in önderliğinde kurulan organizasyon tabi ki beklenilen ilgiyi göremedi.

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 1280x720.

Sizce Kalkabilecekler Mi?

Zira Sayın Demir bu işi gayet ciddiye almıştı. Ama topladığı dövüşçüler WWE’dekiler ile yarışacak ölçüde değildi. İlk etapta kapalı salonlarda biletler ile izleyicilere sunulan dövüşler, daha sonra büyük AVM’ler de halka açık ve ücretsiz hale getirildi. Bu süreç hala devam etmekte. Eğer Turkish Power’ı takip ederseniz, bir sonraki müsabakaları da canlı olarak bedavaya izleyebilirsiniz. Neyse, Turkish Power’ı bir kenara bırakıp WWE’ye dönelim yeniden.

WWE vs TNA vs Turkish Power

WWE şu anda kendi alanında lider bir organizasyon. WWE’ye rakip olabilecek en büyük organizasyon hangisi derseniz, cevabım tabi ki TNA olacaktır. Amerikan Güreşi’nin ilk çıktığı zamanlarda rakibinin gerisinde kalan TNA, efsanevi güreşçi Hulk Hogan’ı (Sarı Dev) transfer ederek ismini duyurmuş ve belki de tarihinde ilk kez WWE’nin bir adım önüne geçmişti. Tabi WWE kadar üretken olamayan TNA, Hulk Hogan’ın ringlere vedası ile birlikte yeniden sessizliğe gömüldü. En son geçtiğimiz senelerde başka bir WWE yıldızı Jeff Hardy’i kadrosuna katan TNA, bu dövüşçüden de umduğunu bulamadı. Özellikle CM Punk ile yaptığı dövüşler ve atışmalar ile bir anda WWE çapında kendisine büyük bir hayran kitlesi edinen Jeff, TNA’ye geçtikten sonra ise popülerliğini yitirdi. WWE bu konuda TNA’den gerçekten çok üstün.Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, THQ’nun yaptığı isim değişikliği son derece isabetli olmuş. Zira SmackDown vs Raw ismi bana biraz saçma geliyordu. Çünkü gerçek WWE’de böyle bir şey yok. Raw daha üst düzey dövüşçülerin (kendisini WWE’de ispatlamış ve daha popüler olmuş) katıldığı bir dal. Zira Raw’da gördüğümüz dövüşçüler pekala SmackDown’da da boy gösteriyorlar. O yüzden WWE ismi, bence daha isabetli bir karar olmuş.




Gelelim oyunumuza. WWE 12, serinin havasını aynen korumaya devam ediyor. Oyuna girdiğinizde ana modların yanı sıra bir çok yan mod sizleri bekliyor. Biliyorsunuz, WWE’de çok farklı dövüş seçenekleri var. Yani WWE iki dövüşçünün ringe çıkıp birbirlerini patakladıkları bir organizasyon değil. Örneğin merdiven dövüşü diye bir olay var. Ringin çevresindeki merdivenlerden birisini alıp ringin ortasında tepede asılı duran çantayı almaya çalışıyorsunuz. Tabi bunu yaparken rakibinizi de ekarte etmeniz gerekiyor. Bu mücadeleyi özellikle başka bir oyuncuya karşı oynadığınızda ortaya belki de saatler süren mücadeleler çıkabiliyor. Çünkü WWE’de diğer dövüş oyunlarında olduğu gibi bir can barı olmadığından rakibinizi etkisiz hale getirmek sandığınızdan çok daha uzun sürebiliyor. Bunun haricinde bir de masa dövüşleri var. Rakibinizi kullanarak masayı kırabilirseniz dövüşü kazanıyorsunuz. Kim bilir, belki de WWE’nin bu kadar hit olmasını sağlayan şey içerisinde barındırdığı bu fantastik dövüş modlarıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder