DriveClub İnceleme
Playstation 4 oyun konsolu geçtiğimiz sene çıkış yapmıştı. Duyurulan çıkış oyunlarından bir tanesi de DriveClub'tı. Fakat daha oyun, konsolu çıkamadan büyük bir erteleme yaşamıştı. Aradan neredeyse bir sene geçti. Ve sonunda Playstation 4 kendine özel otomobil yarış oyununa kavuşuyor. Hatta yeni nesil oyun konsolu yeni nesil otomobil yarış oyununa, bir sene gecikmeli olarak ilk defa sahip oluyor. (Need for Speed: Rivals'ı geçiş oyunu olarak kabul etmek en mantıklısı olacaktır.) Hem de Türkçe olarak...
Son yıllarda biz oyuncuları Türkçe oyunlara iyice alıştıran Playstation Türkiye geleneğini bir defa daha bozmuyor. DriveClub, Türkçe olarak karşımıza çıkıyor. "Yarış oyununun Türkçe olup olmaması o kadar da önemli değil." demeyin. Günümüzde bunu bile yapmayan çok fazla oyun (dolayısı ile firma) var.
DriveClub, sadece Playstation 4'e özel olarak yapıldı. Tahmin edebileceğiniz gibi oyunun dağıtım hakları Sony'nin elinde. Bu oyunu yapan oyun stüdyosu ise Evolution Studios. 1999 yılında kurulan Evolution Studios'un kariyer geçmişi yarış oyunları ile dolu. Yani adamlar bu işte tecrübeliler. 15 senelik oyun yapımı geçmişlerine; 5 adet World Rally Championship (WRC) ve 4 adet MotorStorm sığdırmışlar. 10. oyunları ise DriveClub oluyor. Bu kadar yıllık tecrübenin elinden çıkmış bir oyuna karşı olan beklentilerimizi biraz yüksek tutuyoruz. Fakat MotorStrom serisi ile istenilen başarıyı sağlayamadıklarını da unutmuyoruz. Peki DriveClub'ta nasıl bir iş çıkarmışlar?
"Haydi Kapışalım"
DriveClub, neredeyse tamamen rekabet üzerine kurulmuş bir otomobil yarış oyunu. Diğer yarış oyunlarında rekabet yok muydu? Tabi ki vardı. Fakat DriveClub bizden daha çok rekabet istiyor. Hatta "rekabet" ile anlatılmak istenen kelime oyunda da çokça geçtiği üzere: "kapışma" oluyor. İster tek başımıza kapışıyoruz istersek de takım olarak kapışıyoruz. Yarış, zamana karşı yarış ve drift olarak üçe ayrılıyor bu kapışmalar. Hatta yarışın içindeyken bile önümüze bu kapışmalar çıkıyor. Bulduğumuz her yerde birileri ile kapışıyoruz. Rekabete girmeye çalışıyoruz.
İstersek birine veya bir kulübe kapışma gönderiyoruz. İstersek bize gönderilen birine giriyoruz. Amacımız rakiplerimizi zaman veya puan olarak geçmeye çalışmak oluyor. Oluşturulan kapışmaların listeleri oluyor. Bu listelerde sıralamalar yapılıyor. Kapışmaya giren katılımcı sayısı ve yapılan girişim sayısına göre kapışmanın verdiği puan ödülü artıyor. Bütün bu puanlar, onur ve ün anlamına geliyor.
"Kulübünü Onurlandırırken Kendini Ünlendir"
Başlığın size garip geldiğinin farkındayım. Lakin oyun stüdyosu "Accolades" ve "Fame" kelimelerini kullandığı için yapacak bir şey yok. DriveClub Türkçe bir oyun olduğu için "Onur" ve "Ün" kelimelerine kendinizi alıştırmalısınız. Bunların hepsine kısaca deneyim (Experience, XP) de diyebilirlerdi. Küçük ayrıntıları bir kenara bırakıp resmin tamamına bakmanın zamanı geldi de geçiyor.
DriveClub'ta iki çeşit seviye (level) atlanması düşünülmüş. İlki, kişisel olarak sürücü seviyeniz ve ikincisi, takım olarak kulüp seviyeniz. Oyunu oynamaya başladığınızda kendinize bir kulüp bulmayı ihmal etmeyin. Çünkü her iki seviye artışının da ödülleri var. Her iki tarafta da seviye atladıkça yeni arabalar ve tasarımlar (özel araba boyaları) edinecekseniz. Ayrıca ikisinin de ayrı sıralamaları var.Puanlarınızı arttırdıkça kendinizi ve kulübünüzün seviyesini arttıracaksınız. Arkadaş listenizde ve küresel düzeyde sıralamalarda kendinizi ve kulübünüzü göreceksiniz. Yani DriveClub'ta sadece kişisel olarak değil, ayrıca kulüp olarak da yarışa dahil olacaksınız. Bu bakımdan oyuncuları sosyal olmaya itmesi gayet güzel bir özellik olarak öne çıkmış. Çünkü yeni nesil oyunculuğun merkezinde de sosyallik yatıyor. Sosyallik demişken; DriveClub'ın MyDRIVECLUB isimli uygulaması da Android ve iOS cihazlar için uygulama marketlerinde yerini almış durumda.
"Suç ve Ceza, Yetenek ve Ödül"
Biraz da DriveClub'ın oynanış özelliklerine değinelim isterseniz. Oyunu Gran Turismo yarış serisi gibi bir otomobil yarış simülasyonu olarak beklemeyin. DriveClub, daha çok Need for Speed yarış serisi gibi bir arcade otomobil yarışı olarak göze çarpıyor. Bizlere herhangi bir ekstra ayar sunmuyor. Tek yapabildiğimiz; otomobilimizi otomatik veya manuel vites ile kullanmaya karar vermek oluyor. Hatta ilginçtir, otomatik vitesi seçtiğimizde bile vitesi manuel olarak kontrol edebiliyoruz. Bunun dışında otomobil ile alakalı herhangi bir değişiklik yapamıyoruz. Oyunun zorluğunu sadece tekli yarış kısmında rakip zorluk derecesini arttırarak yapabiliyoruz. Bir de rakip sayımızı düzenleyebiliyoruz. Bunun dışında oyuna etki eden herhangi bir değişiklik yapamıyoruz. Hatta ilginçtir, yollara kılavuz çizgilerinden bile koyamıyoruz. Oyunda bir çok araba yarışında yer alan geri alma (rewind) özelliği de konmamış.
Yarışlara etki eden en önemli özellik ceza ve ödül sistemi olmuş. Bir çok yarış oyununda ceza sistemi zaten var. DriveClub'ta rakibinize çarptığınızda, pistten çıktığınızda eksi puan cezası alıyorsunuz. Rakibinize sert çarptığınızda ve virajları yol dışından kestirme olarak geçtiğinizde aldığınız ceza sadece puan ile kalmıyor ve belli bir süreliğine hızlanamama cezası da alıyorsunuz. Yapımcıların yaptığı en büyük hata ise burada ortaya çıkıyor. Yapay zekalı rakiplerimize bu kurallar işlemiyor ve ceza almıyorlar. Hatta size arkadan çarptıklarında siz ceza yiyorsunuz. Umarım bu hatayı hemen düzeltirler. Bunun yanında rakiplerinizi geçtikçe, karşılaşmaları kazandıkça, rakibinizin rüzgar tüneline girdikçe, yüksek hızda gittikçe ve daha bir çok iyi hareketinizde ek puan kazanıyorsunuz.
DriveClub'ın sürüş özellikleri kişisel olarak beni tatmin etti. Arcade bir yarış oyunu dediysek bile arabaların yol tutuşları, hızlanmaları, frenlemeleri ve çarpışmalara verdikleri tepkiler gerçeğe tam olarak yakın olmasa da diğer arcade yarış oyunlarına nazaran daha iyi yapılmış. Yani dönüşlerde bir kütüğün döndüğünü değil, bir arabanın döndüğünü hissediyorsunuz. Size bu hissi vermek adına DualShock 4 ve titreşimleri işe yarıyor. Oyunu ayrıca Playstation Vita ile uzaktan erişim dahilinde oynayabiliyorsunuz. Playstation 4'e tanımlı direksiyonlar ile oynamanın keyfi de her yarış oyununda olduğu gibi bir başka olacaktır. Fakat kullanım için gamepad'inizin yeterli olacağını düşünüyorum.
"Işıklar ve Gölgeler"
DriveClub'ın en önde gelen özelliklerinden biri grafikleri olmuş. Özellikle ışıklandırmalar ve gölgeler gerçekten göze güzel gözüküyor. yarışları günün herhangi bir saatinde yapmak mümkün tutulmuş. Buna göre güneşin pozisyonu değişiyor. Gece yarışlarında ise yol ışıklandırmaları ve arabaların farları yarışa çok farklı bir tat katıyor.
Genel olarak renk paleti çok canlı tutulmuş. Pistleri ona göre seçtikleri gayet açık. Norveç'in ikliminden dolayı kar beyazını; Şili'nin çöllerinden dolayı toprak rengini; Kanada'nın ağaçlarla kaplı olmasından dolayı yeşilin tonlarını ve bölgelere özel olarak farklı renk türevlerini bol bol fark edeceksiniz. Bütün bunların gözü rahatsız ettiği söylenemez. Bununla birlikte garip olan tek şey; ekstra renk katılmak için midir bilinmez yarış pistlerinin kenarlarında belli aralıklar ile dizilmiş renkli dumanların ve ateşlerin olması oluyor. Yarışı izleyen seyirciler ise ortalama düzeyde yapılmış. Yanlarına özellikle gidip baktığınızda klon tiplerini görüyorsunuz. Fakat yarış sırasında gözünüze batmıyorlar.
Normalde DriveClub'ta yağmur ve kar yağışı da olması gerekiyordu. Oyun stüdyosunun bizlere gösterdiği videolarda bunlar vardı. Fakat bu özellikler daha sonra oyuna ekleneceği için deneyimleme şansı bulamadım. Düzgün yapıldıkları takdirde yarıştan alınan tadı bir kat daha arttıracakları şüphe götürmez bir gerçek. Şimdilik oyunda havanın açık, kapalı, bulutlu veya rüzgarlı oluşunu görebiliyoruz. Açıkçası bunlar oyun deneyiminize pek büyük bir fark getirmiyor.
Arabaların kaplamaları ve poligon sayıları gayet tutarlı olduğundan gerçekçilik hissini veriyor. Zaten yeni nesil oyun konsollarına yapılan yarış oyunlarında arabalar konusunda bir eksiklik olmuyor. Fakat yine de söylemeden geçmemek lazım. DriveClub'ta hasar modellemesi makyajsal düzeyde bırakılmış. Arabalarda çizilmeler, yamulmalar oluyor. Ayrıca camlarda ve farlarda buzlanmalar oluyor. Fakat herhangi bir kırılma veya en basitinden tampon düşmesi, rüzgarlık kopması gibi şeyler olmuyor. Dolayısı ile motor ve diğer aksamlarda da herhangi bir bozulma veya aksama olmuyor.
"Oyun Modları ve Rakamları ile Yarış Kulübü"
DriveClub'ta genel olarak 3 çeşit oyun modu bulunuyor: Tur, tekli etkinlik ve çok oyunculu (multiplayer) kısım.
Tur: 75 yarış olarak hazırlanmış bir oyun modu olarak karşımıza çıkıyor. Daha önceden belirlenmiş pistlerde, izin verilen arabalar ile yapılması planmış yarışlardan oluşuyor.
Tekli Etkinlik: Normal yarış, zamana karşı yarış ve drift oyun çeşitleri bizleri bekliyor. Zaten Driveclub'ta oynayabileceğimiz tüm oyun modları bu şekilde. Bunlardan herhangi birini, herhangi bir araba ile, herhangi bir yarış pistinde tercihimize göre oynayabiliyoruz. Kısaca bu oyun çeşidine serbest oyun türü diyebiliriz. Bu bölümde son kısmımız ise drift. İsminden de anlayabileceğiniz gibi arabamızı kurallar çerçevesinde olabildiğince kaydırmaya çalıştığımız bir yarış türü olarak karşımıza çıkıyor.
Çok Oyunculu Kısım: Bu oyun moduna girdiğimizde bizleri, etkinlik gezgini karşılıyor. Daha önceden planlanmış yarışları ve geri sayımlarını ekranda görüyoruz. Kendimize yer bulduğumuz bir tanesine tek başımıza veya kulübümüzden arkadaşlarımız ile birlikte giriyoruz. Takım yarışmaları yapabileceğimiz gibi tek başımıza da yarışabiliyoruz. Yarışlar 12 kişiye kadar destekleniyor.
DriveClub'ta şimdilik 50 adet araba bulunuyor. Bu arabalar Sportif Hatchback, Spor, Performans, Süper ve Hiper olarak sınıflara ayrılmış. Diğer yarış oyunlarında olan bir çok markayı ve modeli de burada da görmek mümkün. Fakat nedense Lamborghini markası yok. Onun yerine çok benzer tipteki Savage ve GTA markaları kullanılmış. Porsche ismi yine alınamamış ve yerine klasik olarak RUF ismi tercih edilmiş. Oyundaki yarış pistleri birer ödül olarak düşünülmemiş. Baştan itibaren hepsi açık. 5 farklı ülkede bulunan pistlerin hepsi gerçek dünyadan alınmış. Bahsi geçen ülkeler: Kanada, Şili, Hindistan, Norveç ve İskoçya. Her bir ülkeden 5 farklı pist tasarlanmış. Yani toplamda 25 farklı pist var. Fakat bunların türevleri ile birlikte yarışılabilecek pist sayısı 55'e çıkıyor. Genel olarak iki şeritli (dolayısı ile dar) olarak tasarlanmışlar. Daha doğrusu oyun stüdyosunun dediğine göre gerçeklerinden alınmışlar. Yol dışına çıkmak pek mümkün değil. Şeritlerin 1'er metre öteleri aşılmaz engeller ile kapatılmış. Bu aslında bir açıdan kötü, fakat DriveClub'ın açık dünya bir yarış oyunu vaadinin olmadığını unutmayalım.
Bütün bu rakamları değerlendirmek bizim görevimiz. DriveClub'ta toplamda 3 tane oyun modunun olması şimdilik yeterli gözükse bile, özellikle çok oyunculu kısma ağırlık verdiği için kesinlikle çeşidin arttırılması lazım. Oyunun bağlantı özelliklerini test etme olanağı bulamadım. Çünkü sadece basında olduğu için multiplayer yarışlar genel olarak boştu. Umuyorum optimizasyonu iyi yapılmıştır, sunucular yeterlidir ve Lag oyuncular için sıkıntı olmayacaktır. Bütün bunları ileride çekeceğimiz videolar ile sizlere bildirmiş olacağız. Bunun dışında, açıkçası araba sayısı rakiplerine göre geride kalmış. Pist sayısı da gözüme biraz az gözüktü, fakat yeterli diyebilirim. Zaten bütün bunları arttırmak adına Season Pass düşünülmüş. Klasik olarak oyunun içinde zaten olması gereken özellikler ek ücret ile DLC olarak satılacak. Hatta bunun planı bile şimdiden hazırlanmış:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder