13 Eylül 2014 Cumartesi

Don't Starve (İnceleme)

Don't Starve (İnceleme)

Bağımsız oyunlar gerçekten çok ciddi bir şekilde yükselişe geçmiş durumda. Bunun sebebini daha önce Merlin’de çok irdeledik fakat Don’t Starve’ın başarısı ile tekrar üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Peki ama Don’t Starve nedir? Minecraft’ın arkasında bulunan mantığı alın, biraz daha fantastik Tim Burton tadında görsellik ekleyin, oyun sistemini değiştirin, karşınızda Don’t Starve.

Don’t Starve aslında büyük resimde bakıldığı vakit genel olarak görsel sunum ile öne çıkan bir oyun, bu ne anlama geliyor peki? Tim Burton vari görsellikten bahsetmiştim, Don’t Starve gerçekten bu tarz kendine özgü bir görsel kod ile beraber tasarlanmış, 2D ve 3D’nin stilize edilmiş uyumu ile hayatta kalmaya çalışmak, bu oldukça mazbut durumu bile bir şekilde göze hitap ettirmeyi başarıyor. 


Don’t Starve’ı yapanlar kim peki? Klei Entertainment Kanada Vancouver’dan bir ekip. Daha önce Microsoft’a ve Xbox 360’ın Live Arcade servisine oyun yapmışlıkları var, hatta siz onları Mark of the Ninja, Eets ve Shank’tan tanıyorsunuz, yani oldukça işin ehli bir ekip ile karşı karşıyayız. 

Genel olarak oyun “Ne kadar süre hayatta kalabilirsin?” sorusuna bir cevap niteliğinde bir yapım bu. Yağmur çamur demeden besin bulup, kafayı yememeye çalışıp geceleri yaratıkların size olan saldırılarından kaçmak Don't Starve'ın ana konseptini oluşturuyor Fakat sadece bunları yapmakla kalmıyor , bunların uzantısı olarak bin tane sıkıntı ile uğraşıyorsunuz. 

Örneğin eğer vejeteryan takılacağım derseniz sürekli olarak meyve toplamanız, tarlalar oluşturmanız gerekiyor. Et yerim et derseniz ise tuzaklar kurup hayvanları yakalayıp, balık tutup, arıları kaçırmanız lazım. Tabii bunların bir kısmını çiğ yemek yerine “bilim” kullanarak yemeklerinizi ısıtabilirsiniz. Bilim ciddi iştir.


Oyun dünyasında karşılaşacağınız çoğu yaratık sizi öldürmeye çalışacak, buna masum görünenler dahil. Bu sebeple silahlanmayı ve zırhlanmayı unutmayın. Önünüze ne çıkarsa çıksın, ya sizi yemek ya da öldürmek için orada (büyük ihtimalle ikisi de)

Don’t Starve’ın önemli yanlarından birisi karakterinizi zihnen ve bedenen sağlıklı tutmak. Bunun zihnen kısmı yaşama devam ettikçe karşılaşılan zorluklara dayanmaktan geçiyor. Basitçe, karanlıktan kaçın. Gece olduğunda ateşin yanında durun ve ateşinizi sürekli olarak besleyin. 

Her ne kadar zihnen ve bedenen kendinizi güçlü tutmaya çalışsanız bile bilimin sizin yanınızda olduğunu unutmayın. “Bilim Makinesi” isimli bol kullanım alanlı cihazı yaratarak yeni ve prototip eşyalar - materyaller yaratmanız işten bile değil. 

Bilim Makinesi ile yeni zırhlar, güçlü silahlar ve daha pek çok şey yaratabiliyorsunuz, tabii o raddeye geldiğiniz vakit ya yeterince güçlendiniz ya da iyice delirdiniz demektir.

Bu süreçte oldukça hızlı gerçekleşen gece gündüz döngüsünü hesaba katarak çeşitli eşyalar bulup, bunları yeri geldiğinde kombine edip, yeri geldiğinde kullanarak yaşamınızı uzatmanız lazım. Eninde sonunda bir noktada pes edip ölüyorsunuz, bu olduğu vakit oyun ne kadar uzun süre hayatta kaldıysanız oyun onu hesaplayıp size belirli bir XP veriyor. 


Don’t Starve, küçük ama büyük tesirli bir oyun. Aslında sadece dosya boyutu olarak küçük diyebilirim çünkü oyun dünyası gerçekten çok ama çok büyük, sürekli yeni şeyler keşfetmek ve bunların kullanım alanları ile ilgili kafa patlatmak inanılmaz eğlenceli, bu bakıma paranızın karşılığını sonuna kadar aldığınız nadir yapımlardan doğrusu.

Gerçekten zor bir oyundan bahsediyorum, çoğu zaman çıldırıp kafayı yemeniz işten bile değil, üstelik bu çıldırış sadece oyun içi gerçekleşmeyebilir! Son tahlilde 2013’ün en güzel bağımsızlarından birisi olan Don’t Starve’ı kaçırmayın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

13 Eylül 2014 Cumartesi

Don't Starve (İnceleme)

Don't Starve (İnceleme)

Bağımsız oyunlar gerçekten çok ciddi bir şekilde yükselişe geçmiş durumda. Bunun sebebini daha önce Merlin’de çok irdeledik fakat Don’t Starve’ın başarısı ile tekrar üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Peki ama Don’t Starve nedir? Minecraft’ın arkasında bulunan mantığı alın, biraz daha fantastik Tim Burton tadında görsellik ekleyin, oyun sistemini değiştirin, karşınızda Don’t Starve.

Don’t Starve aslında büyük resimde bakıldığı vakit genel olarak görsel sunum ile öne çıkan bir oyun, bu ne anlama geliyor peki? Tim Burton vari görsellikten bahsetmiştim, Don’t Starve gerçekten bu tarz kendine özgü bir görsel kod ile beraber tasarlanmış, 2D ve 3D’nin stilize edilmiş uyumu ile hayatta kalmaya çalışmak, bu oldukça mazbut durumu bile bir şekilde göze hitap ettirmeyi başarıyor. 


Don’t Starve’ı yapanlar kim peki? Klei Entertainment Kanada Vancouver’dan bir ekip. Daha önce Microsoft’a ve Xbox 360’ın Live Arcade servisine oyun yapmışlıkları var, hatta siz onları Mark of the Ninja, Eets ve Shank’tan tanıyorsunuz, yani oldukça işin ehli bir ekip ile karşı karşıyayız. 

Genel olarak oyun “Ne kadar süre hayatta kalabilirsin?” sorusuna bir cevap niteliğinde bir yapım bu. Yağmur çamur demeden besin bulup, kafayı yememeye çalışıp geceleri yaratıkların size olan saldırılarından kaçmak Don't Starve'ın ana konseptini oluşturuyor Fakat sadece bunları yapmakla kalmıyor , bunların uzantısı olarak bin tane sıkıntı ile uğraşıyorsunuz. 

Örneğin eğer vejeteryan takılacağım derseniz sürekli olarak meyve toplamanız, tarlalar oluşturmanız gerekiyor. Et yerim et derseniz ise tuzaklar kurup hayvanları yakalayıp, balık tutup, arıları kaçırmanız lazım. Tabii bunların bir kısmını çiğ yemek yerine “bilim” kullanarak yemeklerinizi ısıtabilirsiniz. Bilim ciddi iştir.


Oyun dünyasında karşılaşacağınız çoğu yaratık sizi öldürmeye çalışacak, buna masum görünenler dahil. Bu sebeple silahlanmayı ve zırhlanmayı unutmayın. Önünüze ne çıkarsa çıksın, ya sizi yemek ya da öldürmek için orada (büyük ihtimalle ikisi de)

Don’t Starve’ın önemli yanlarından birisi karakterinizi zihnen ve bedenen sağlıklı tutmak. Bunun zihnen kısmı yaşama devam ettikçe karşılaşılan zorluklara dayanmaktan geçiyor. Basitçe, karanlıktan kaçın. Gece olduğunda ateşin yanında durun ve ateşinizi sürekli olarak besleyin. 

Her ne kadar zihnen ve bedenen kendinizi güçlü tutmaya çalışsanız bile bilimin sizin yanınızda olduğunu unutmayın. “Bilim Makinesi” isimli bol kullanım alanlı cihazı yaratarak yeni ve prototip eşyalar - materyaller yaratmanız işten bile değil. 

Bilim Makinesi ile yeni zırhlar, güçlü silahlar ve daha pek çok şey yaratabiliyorsunuz, tabii o raddeye geldiğiniz vakit ya yeterince güçlendiniz ya da iyice delirdiniz demektir.

Bu süreçte oldukça hızlı gerçekleşen gece gündüz döngüsünü hesaba katarak çeşitli eşyalar bulup, bunları yeri geldiğinde kombine edip, yeri geldiğinde kullanarak yaşamınızı uzatmanız lazım. Eninde sonunda bir noktada pes edip ölüyorsunuz, bu olduğu vakit oyun ne kadar uzun süre hayatta kaldıysanız oyun onu hesaplayıp size belirli bir XP veriyor. 


Don’t Starve, küçük ama büyük tesirli bir oyun. Aslında sadece dosya boyutu olarak küçük diyebilirim çünkü oyun dünyası gerçekten çok ama çok büyük, sürekli yeni şeyler keşfetmek ve bunların kullanım alanları ile ilgili kafa patlatmak inanılmaz eğlenceli, bu bakıma paranızın karşılığını sonuna kadar aldığınız nadir yapımlardan doğrusu.

Gerçekten zor bir oyundan bahsediyorum, çoğu zaman çıldırıp kafayı yemeniz işten bile değil, üstelik bu çıldırış sadece oyun içi gerçekleşmeyebilir! Son tahlilde 2013’ün en güzel bağımsızlarından birisi olan Don’t Starve’ı kaçırmayın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder