28 Eylül 2014 Pazar

Neverending Nightmares İnceleme

Neverending Nightmares İnceleme

Indie korku oyunları göz önünde bulundurulunca aklınızda neler canlanıyor hayal edebiliyorum, çünkü onları ben de yaşıyorum! Ancak bu durum, Kickstarter'da beklenenden çok daha fazla ilgi görmüş, uzun sürelerdir geliştirici günlüklerinin ardı arkası kesilmeyen ve korku hayranlarına büyük umutlar vaat eden oyun Neverending Nightmares için geçerli değil.
Oyun Steam üzerinden resmi olarak yayınlanana kadar gün saydım. 26 Eylül tarihini bir kenara not ettim, oyunu Steam üzerinde Wishlist'ime aldım, ara ara sürekli kontrol ederek kendime "belki erken çıkar" dedim. Beklenen an geldiğinde oyuna girmem her şeyden üst öncelikli bir durumdu ve Neverending Nightmares'in başına oturmamın yarattığı heyecan bir korku oyunu oynama heyecanından çok başka bir şeydi.

Neverending Nightmares, Infinitap Games tarafından yapılmış bir psikolojik gerilim oyunu. Ancak onu diğer rakiplerinden ayıran çok büyük özellikleri var. Öncelikle oyunda yer alan sanatsal grafik çalışması oyun dünyasında başlı başına bir yenilik görevinde ve "korku" öğresi düşünülünce aslında bunun ne kadar sempatik bir rol oynadığını oyunu daha oynamadan hissetmeniz normal. Sadece çizgilerin, siyah-beyaz temasının ve katı animasyonların hakim olduğu bir karabasanın içinde uyanıyor ve kendi psikolojinize göre ne yapmanız gerektiğini anlıyorsunuz.
Oyunun oynanışı oldukça basit biz çizgide ilerliyor. Sadece yön tuşları, ufak bir koşma tuşu (sonra bahsedeceğim) ve etrafla iletişime geçme tuşunuz var. Oyuna çizgiler ve siyah-beyaz grafikler hakim olduğundan dolayı neyle etkileşime geçeceğiniz konusu sizi yanıltmasın, bunu oyuna girdikçe rahatlıkla anlıyorsunuz. Oyun boyunca gireceğiniz kapılar, sadece görüntüleyeceğiniz imgeler ve resimler, yanınıza aşacağınız ise sayılı nesneler var. Neverending Nightmares sadece psikolojinize oynayan bir oyun. O'nun için başka bir şey ifade etmiyor.
Neverending Nightmares'in at gözlüklü bir oyun olmasının tek amacı yapımcının kendi hayatını oyuna taşıması olmuş.  Obsesif/kompulsif bozukluk hastalığı olan yapımcı, günlük hayatında karşılaştığı tüm psikolojik zorlukları, saplantıları, tekrarlanan düşüncelerini ve elbette hastalık gereği endişelerini Neverending Nightmares'e karanlık bir temayla yansıtmış. Oyunda yönettiğimiz karakter Thomas Smith, bu obsesif bozukluğun yanında bir de yine yapımcının oyun için düşündüğü temel fikir olan astım özelliği taşıyor. Oyun boyunca iki üç saniyeden fazla koşamıyor, aksi halde tıkanıp birkaç saniye nefeslenmeye başlıyorsunuz. Bu da oyunun belirli yerlerinde sizlere büyük sıkıntılar doğuruyor.
Tekrarlanan koridorlar, kapı gıcırtıları, sürekli üstünüze çöken karanlık bir baskı ve aklınıza gelebilecek her türlü rahatsız edici imge oyun boyunca beyninize beyninize işleniyor. Tüm bunlar, anlatılınca bir korku oyunu için kulağa harika gelen şeyler değil mi? Maalesef Neverending Nightmares için tekrar, değil.
Oyunun demosunda yakaladığım harika başarıdan mıdır, üstüne çok fazla titreyerek gerçek anlamda çıkışını iple çekmemden midir bilmiyorum, Neverending Nightmares beklentilerimi hiç mi hiç karşılayamadı. Az önce bahsettiklerim, neden böyle düşündüğümle tartıldığında demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Öncelikle oyunun tek bir tarafta gözü kapalı ilerlemesi yapımcının tamamen kişisel tercihiyle oyunu tasarlamış olduğundan olabilir ancak bu oynanışı öyle bir baltalıyor ki, oyunda toplam 2-3 jumpscare dışında sizin ilginizi düşer tabloda yukarıya çekmek neredeyse imkansız. İlk heyecanla başladığınızda koridorlar bulmacaya dönüşüp hevesinizi arttırabiliyor, ancak bunun üstüne bir de ana karakterin astım davası eklendiğinde yarım saatte bir koridor tamamlayıp, iç daralmasının eşiğinde korku oyunu oynuyorsunuz ki burası çok önemli, çünkü bir korku oyununun oyuncuyu nasıl diken üzerinde tutması gerektiğini çok iyi biliyoruz.

Korku oyunlarında aradığım olmazsa olmaz ilkelerden biri olan hikaye anlatımı da Neverending Nightmares'de öyle çarpık bir şekilde sürüyor ki, ya sabrın doruklarında sürekli hevesle oyunda "yürümeye" devam etmelisiniz, ya da... Başka şansınız yok. Neverending Nightmares sizden tekrarlanan koridorlar, aynı sisteme sahip düşmanlar ve ilerleyiş bakımından sadece sabır istiyor, ki oyunu bitirebilesiniz. Bu noktada oyunun artılarından biri olarak 3 adet farklı sonu bulunduğu söylenebilir. Belirli bir bölümde atacağınız adamlara ve karşılaşacağınız durumlara göre oyun sizi iki ayrı kulvara sokuyor, bu sayede oyunu nasıl bitirebileceğiniz kesinleşiyor. Sonda da yine karakterin obsesif bozukluğundan ötürü doğacak durumlarla karşılaşıyorsunuz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

28 Eylül 2014 Pazar

Neverending Nightmares İnceleme

Neverending Nightmares İnceleme

Indie korku oyunları göz önünde bulundurulunca aklınızda neler canlanıyor hayal edebiliyorum, çünkü onları ben de yaşıyorum! Ancak bu durum, Kickstarter'da beklenenden çok daha fazla ilgi görmüş, uzun sürelerdir geliştirici günlüklerinin ardı arkası kesilmeyen ve korku hayranlarına büyük umutlar vaat eden oyun Neverending Nightmares için geçerli değil.
Oyun Steam üzerinden resmi olarak yayınlanana kadar gün saydım. 26 Eylül tarihini bir kenara not ettim, oyunu Steam üzerinde Wishlist'ime aldım, ara ara sürekli kontrol ederek kendime "belki erken çıkar" dedim. Beklenen an geldiğinde oyuna girmem her şeyden üst öncelikli bir durumdu ve Neverending Nightmares'in başına oturmamın yarattığı heyecan bir korku oyunu oynama heyecanından çok başka bir şeydi.

Neverending Nightmares, Infinitap Games tarafından yapılmış bir psikolojik gerilim oyunu. Ancak onu diğer rakiplerinden ayıran çok büyük özellikleri var. Öncelikle oyunda yer alan sanatsal grafik çalışması oyun dünyasında başlı başına bir yenilik görevinde ve "korku" öğresi düşünülünce aslında bunun ne kadar sempatik bir rol oynadığını oyunu daha oynamadan hissetmeniz normal. Sadece çizgilerin, siyah-beyaz temasının ve katı animasyonların hakim olduğu bir karabasanın içinde uyanıyor ve kendi psikolojinize göre ne yapmanız gerektiğini anlıyorsunuz.
Oyunun oynanışı oldukça basit biz çizgide ilerliyor. Sadece yön tuşları, ufak bir koşma tuşu (sonra bahsedeceğim) ve etrafla iletişime geçme tuşunuz var. Oyuna çizgiler ve siyah-beyaz grafikler hakim olduğundan dolayı neyle etkileşime geçeceğiniz konusu sizi yanıltmasın, bunu oyuna girdikçe rahatlıkla anlıyorsunuz. Oyun boyunca gireceğiniz kapılar, sadece görüntüleyeceğiniz imgeler ve resimler, yanınıza aşacağınız ise sayılı nesneler var. Neverending Nightmares sadece psikolojinize oynayan bir oyun. O'nun için başka bir şey ifade etmiyor.
Neverending Nightmares'in at gözlüklü bir oyun olmasının tek amacı yapımcının kendi hayatını oyuna taşıması olmuş.  Obsesif/kompulsif bozukluk hastalığı olan yapımcı, günlük hayatında karşılaştığı tüm psikolojik zorlukları, saplantıları, tekrarlanan düşüncelerini ve elbette hastalık gereği endişelerini Neverending Nightmares'e karanlık bir temayla yansıtmış. Oyunda yönettiğimiz karakter Thomas Smith, bu obsesif bozukluğun yanında bir de yine yapımcının oyun için düşündüğü temel fikir olan astım özelliği taşıyor. Oyun boyunca iki üç saniyeden fazla koşamıyor, aksi halde tıkanıp birkaç saniye nefeslenmeye başlıyorsunuz. Bu da oyunun belirli yerlerinde sizlere büyük sıkıntılar doğuruyor.
Tekrarlanan koridorlar, kapı gıcırtıları, sürekli üstünüze çöken karanlık bir baskı ve aklınıza gelebilecek her türlü rahatsız edici imge oyun boyunca beyninize beyninize işleniyor. Tüm bunlar, anlatılınca bir korku oyunu için kulağa harika gelen şeyler değil mi? Maalesef Neverending Nightmares için tekrar, değil.
Oyunun demosunda yakaladığım harika başarıdan mıdır, üstüne çok fazla titreyerek gerçek anlamda çıkışını iple çekmemden midir bilmiyorum, Neverending Nightmares beklentilerimi hiç mi hiç karşılayamadı. Az önce bahsettiklerim, neden böyle düşündüğümle tartıldığında demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Öncelikle oyunun tek bir tarafta gözü kapalı ilerlemesi yapımcının tamamen kişisel tercihiyle oyunu tasarlamış olduğundan olabilir ancak bu oynanışı öyle bir baltalıyor ki, oyunda toplam 2-3 jumpscare dışında sizin ilginizi düşer tabloda yukarıya çekmek neredeyse imkansız. İlk heyecanla başladığınızda koridorlar bulmacaya dönüşüp hevesinizi arttırabiliyor, ancak bunun üstüne bir de ana karakterin astım davası eklendiğinde yarım saatte bir koridor tamamlayıp, iç daralmasının eşiğinde korku oyunu oynuyorsunuz ki burası çok önemli, çünkü bir korku oyununun oyuncuyu nasıl diken üzerinde tutması gerektiğini çok iyi biliyoruz.

Korku oyunlarında aradığım olmazsa olmaz ilkelerden biri olan hikaye anlatımı da Neverending Nightmares'de öyle çarpık bir şekilde sürüyor ki, ya sabrın doruklarında sürekli hevesle oyunda "yürümeye" devam etmelisiniz, ya da... Başka şansınız yok. Neverending Nightmares sizden tekrarlanan koridorlar, aynı sisteme sahip düşmanlar ve ilerleyiş bakımından sadece sabır istiyor, ki oyunu bitirebilesiniz. Bu noktada oyunun artılarından biri olarak 3 adet farklı sonu bulunduğu söylenebilir. Belirli bir bölümde atacağınız adamlara ve karşılaşacağınız durumlara göre oyun sizi iki ayrı kulvara sokuyor, bu sayede oyunu nasıl bitirebileceğiniz kesinleşiyor. Sonda da yine karakterin obsesif bozukluğundan ötürü doğacak durumlarla karşılaşıyorsunuz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder